hep sıkıntı hep sıkıntı nereye kadar dedim ve son zamanlarda başıma gelen ilginç olaylardan bir kuble yazıyıvereyim. ilerde döner okur gülerim :)
kısa bir süre sonra hayatımda köklü bir değişiklik yaparak yeni bir sayfa açacağım. yaş geldi kemale, e gönül de vermişiz birine, onun da gönlü bizde olunca dedik ki hadi hayatlarımızı birleştirelim. nisan ayında kısmetse evimden ayrılıp sevdiceğimle evlenerek kendi evimize taşınacağım ama evlilik öyle hadi diyince olmuyormuş anladık. 1.5 aydır nasıl yaşıyoruz ikimiz de bilmiyoruz. hafta içleri işinde gücünde olup aynı zamanda işleri ile evleri ayrı yakalarda oturan bir çiftiz ve haliyle evlilik hazırlıklarına harcayacak öyle bol zamanımız yok. aynı anda 3-5 işi birden düşünüp programlı yaşayıp bir gün içinde birden çok işinizi birden halletmeniz gerekiyor. bi iş için çıktığımız yolda geçirdiğimiz zaman artık bizim için boş vakit olup onu bile telefondan internete girerek, araştırma yaparak, telefon görüşmeleri yapıp işlerimizi bu yolla bağlayarak ve sürekli düşünerek geçirir hale geldik.
1.5 ay gibi kısacık süre içinde davetiyeler, şekerler, gelinlik, bilimum çeyiz alışverişi ve ev bulma/tutma olayını halletmiş bulunuyoruz. ama şunu söylemeden geçemeyeceğim, sanırım evlenme hazırlıklarının en zor aşaması ev bulmak/almaktır. son 1 haftadır nasıl yorulduğumu bir ben bilirim. akşamları iş çıkışı gece yarılarına kadar internet sitelerinde kiralık ev ilanlarında dolandım ki artık çoğu ilanı ezbere biliyorum. özellikle istanbul anadolu yakası kozyatağı-maltepe hattının minibüs caddesi ile e-5 arasındaki bölgeyi sorun direk size kiralık daire fiyatları, boş evleri ve ev tiplerini anlatayım. o çevreye bakan emlakçıların çoğunu da artık bizzat tanımaktayım.
bu ev konusunda başımıza gelenleri yazsak kitap olur.. pencereleri kapanmayan evler mi istersiniz, toplama bilgisayar gibi her bir kapağı ayrı mutfaktan toplanıp monte edilmiş mutfak dolapları mı, dalga dalga boyalı duvarlar mı, pimapen boyutuyla pencere çerçevesi uymayan ve arasından resmen ışık sızan duvarlar mı ne ararsanız var. teee 20 sene öncesine ait üstünde yüz bin tane büyük kristal taşı olan avizeli bir ev bile gördüm. hem de tüm odalarında bu avizelerden vardı. kiraya verilmiş ve kiracısı da içine yerleşmiş eve bakmaya bile gittik emlakçıyla, o anı hayatım boyunca unutamam.. önde emlakçı arkada biz, anahtarla kapıyı bir açtık ki içeride insanlar :)) ev sahibi emlakçıdan habersiz evi kiralamış, kiracılar kilidi değiştirmemiş, buyrun izleyin rezilliği :))
ev hakkında 2 çift yorum yaptığınızda trip atan emlakçıyı da gördüm, ruhsuz robot gibi olanları da.. hatta bize ev gösterirken bir kulağında walkmeniyle müzik dinlemeye devam eden bile vardı. ev sahibi gibi sorguya çekenler, evi tuttuğumuzda yiyip içeceğimiz şeyler hakkında abuk sabuk sorular soranlar, yeraltına yakın (!) olanlar çeşit çeşit... yaşı ilerlemiş, emekli emlakçı amcalara dikkat.. bu genç yaşımda onların hızına yetişemedim, o nasıl bir hızlı yürümektir, asansörü olmayan apartmanların katlarını patır patır çıkarken ben nefes nefese arkada kaldım.. emlakçıya komisyon vermemek için istihbarat yapıp ev sahibinin evinin önünde nöbet bile tuttuk nerdeyse. mahallelerdeki yaşlı komşu teyzelerle kanka olduk. 1 haftalık yoğun ev arama süreci bana artık çok güzel bir alışkanlık kazandırdı. yolda yürürken apartmanların camlarına bakıp ilan aramadan duramıyorum.
amaaa sonunda bu kadar emek, bu kadar yorulma boşa gitmedi tabi. çok şükür ki şans yüzümüze güldü ve evimizi bulduk. :)) aynı anda aynı eve bakan 2 aileden biri olarak (hemen de kendimizi aile sınıfına sokuverdim) sevimliliğimiz ve samimiyetimizle evi biz kaptık :))
bundan sonraki aşama elimizde mezura, haydi bakalım ölçmeye tartmaya alışverişeee :)) darısı da tüm yeni evlenecek ve ev arayan çiftlere...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder