15 Ocak 2012 Pazar

dayanma...

Bu blogu açarkenki amacım içimi dökmek, rahatlamak, duygularımı düşüncelerimi yaşadıklarımı anlatmaktı. Birilerinin okuması, takip etmesi, internet dünyasında bir yer edinmek veya çevre edinmek değildi amacım. Aslında kağıda da dökebilirdim, wordde yazıp dosyalayadabilirdim haklısınız. İnternette herkesin erişimine açık bir yerde bunu yapıyor olmam aslında başka bir amaç için yazıyor olduğumu zannettirebilir size ama gerçekten değil.. Sürekli yazan, içini döken, anlatan bir insan da değilim, yani aslında öyleyim.. Bıraksanız karşımdakini detaylı anlatımlarıma boğar ve sıkıntıdan öldürebilirim.. Samimi gördüğüm, dostluğuna inandığım herkese karşı fazla düşük çeneli olabiliyorum..  Bazen ben bile karşımdaki insana birşey anlatırken kendi kendime düşünüp, "ne kadar çok detaya girdin Dilek, sadede gel artık içim şişti" diyebiliyor ve kendimden sıkılabiliyorum ama sanırım annemden aldığım bir özellik olsa gerek nedense bir olayı en ince ayrıntısına kadar en başından en sonuna anlatmaktan kendimi alamıyorum..

En son 2011 senesinin yazında buraya birşeyler karalamışım.. Neredeyse 1 sene olmuş.. Hayatımda hiç mi değişiklik olmadı? Neler oldu neler? Ama sanırım etrafımda derdimi anlatacağım, paylaşacağım insanlar olduğu için onlara içimi döktüğümden buraya sıra gelmedi.. Aslında sayıları çok az bu kişilerin ama hiç önemli değil. 1 kişi bile olsa derdimi anlattığımda gönülden beni dinleyeceğini bildiğim bana yeter.. Şimdi ise kendimi çok yalnız hissediyorum.. Dinlenmeyeceğimden değil ama nedense bunu içime atmak daha kolay geliyor, anlatabilirmişim veya anlaşılabilirmişim gibi hissetmiyorum..

Her şey üstüme geliyor.. Etrafımdaki insanlar destek olacakları yerde, benim işimi kolaylaştıracakları yerde, üstümdeki stresi ve yükü hafifletecekleri yerde daha da üstüme geliyorlar.. Herkes birşey söylüyor, herkesin söylediği şey doğru benim düşündüğüm istediğim şey yanlış oluyor. En ufak hata benim büyük yanlışım oluyor. Başka insanların davranışlarından ben sorumlu tutuluyorum. Sanki çevremdekiler benim mutluluğumu düşünmeyi bırakın önüme engel koyabilmek, moralimi bozmak için yarış yapıyorlar. Kendimi anlatmaya çalıştığımda dinlenmiyorum, üstüne üstlük kendi kafamın dikine gitmiş ve insanlara karşı gelmiş sayılıyorum.. Bir kere de benim açımdan baksalar nolur sanki.. Bu kız ne düşünüyor, içimde ne fırtınalar kopuyor, nelerle başa çıkmaya savaşmaya çalışıyor diye bir düşünseler nolur? Kendi konusunu yaptıkları, büyüttükleri ve bu sebeple beni üzerek hayata küstürdükleri olaylara bakıp aslında ne kadar saçma sapan şeyler olduğuna bir baksalar, kendi egolarını bir kenara bırakıp bana kapris ve naz yapacaklarına birazcık da benim huzurumu düşünseler nolur?

Çok birşey istemiyorum gerçekten.. Artık çok sıkıldım.. Sürekli herşeyi düşünmekten, herkesin huyuna gitmekten, alttan almaktan sıkıldım.. Babana bile güvenmeyeceksin bu hayatta derler ya şu an benden daha iyi kimse anlayamaz ve yaşayamaz..Bu hayatta şu ana kadar da öyleydi zaten ne yaparsam kendim yapacağımı biliyorum ama ona bile izin vermiyorlar.

Tek dileğim bir süredir tepemde gezinen kara bulutların uzaklaşması.. Nazar mıdır kader midir ve daha ne kadar böyle devam edecek bilmiyorum ama nedense hayatımda en ufak bir güzellik olsa ardından hemen kat be kat büyüğü bir kötü durum oluşuveriyor ve o güzelliğin hevesi, mutluluğu, heyecanı yaşayamadan uçuveriyor.. Tamam hayatta her şey toz pembe olmaz, herkesin hayatlarında sıkıntılar olur, kimsenin hayatı göründüğü gibi değildir ama bütün zorluklar da beni mi bulur kardeşim?? Bir işim de problemsiz, sorunsuz olsun, yolunda gitsin çok şey mi istiyorum?

Çok depresif bir blog oldu ve hiç böyle olmasını istemezdim aslında.. Eğlenceli şeyler paylaşayım, kendim başta olmak üzere takip edenler varsa girdiklerinde okusunlar yüzlerinde bir tebessüm olsun, yazılarımı paylaşsınlar, "ya şöyle biri var çok komik çok eğlenceli" desinler, sıkıntılarından uzaklaşsınlar isterdim, öyle bloglar var. Benimki de öyle olsun isterdim ama sanırım nasıl açılırsa öyle gidiyor. O yüzden bu yazıyı okuyan biri varsa kusuruma bakmasın ve bu yazıyı es geçsin, umarım bundan sonraki yazım çok daha güzel bir psikolojiyle yazılır.
 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder