Çok güzel bir güneşli havayla uyandım diyebilirim.. Twitter'ıma da yazmıştım "çıkarsam dışarı eve girmek istemeyeceğim bir hava var dışarıda" diye, gerçekten de öyle oldu, eve dönmek istemedim..
İlk başta 1 saat anneyle dışarıda ufak tefek işlerin halledilmesinden sonra sevgili arkadaşım P. ile güzel bir Starbucks buluşması yaptık Caddebostan'da. Sohbet muhabbetten sonra P. beni kendimden geçebileceğim bir ortam olan boncuk malzemeleri satan bir dükkana götürdü... Bu aralar takı toka boncuk olaylarına fazlasıyla kafayı takmış durumdayım... Yine kendimden geçerek tahta renkli boncuklar,çeşitli şekil ve renklerde keçeler ve metal aksesuarlar aldım... P. ile ayrıldıktan sonra caddede bir yürüyüş ve sonrasında yine en mutlu olduğum mekanlardan biri olan sahile yolumu çevirdim.
Mutlu / üzüntülü / sinirli olayım hiç farketmez, deniz kenarı beni her zaman dinginleştirir. Mutluysam daha da mutlu olurum, üzüntülüysem de sakinleşirim huzur dolar içime, heleki bir de güzel güneşli bir hava varsa, güneşin ışıkları denizin üzerinde pırıl pırıl ışıltılar bırakıyorsa değmeyin keyfime.. Bugün de yine öyle güneşli günlerden biri olduğu için sahilde yürümekten kendimi alamadım.. İşte bunlar da güzel sahilimden fotolar...
Yürürken yeni biçilmiş çimen kokusu bana eski yazlarımı hatırlattı.. Güzel yürüyüşten sonra eve dönmek için otobüse bineyim dedim ve yine Murphy kanunlarıyla karşı karşıya kaldım.. Normalde istemesen bir sürü otobüs arka arkaya gelir ama beklediğin zaman da bir tanesini bile bulamazsın.. Tam 25 dakika otobüs bekledikten sonra yine dolmuşa binerek evimin yolunu tuttum.. Size de oluyor mu aynısı bilmem ama bi 10 dak bekledikten sonra insanın içi rahat etmiyor, sürekli kafanızda şu soruları soruyorsunuz.. şimdi bukadar bekledim heran gelebilir otobüs biraz daha bekliyim, ben dolmuşa binerim otobüs gelir kesin falan gibi.. :)))
Son olarak da evime gelip aldığım incik boncukla ilk ürünümü oluşturdum... İşteee keçeden mini yıldız şeklinde anahtarlık :)))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder