Şimdi okuyacağınız yazı hem öneri hem de konusunda uzman olduğum kınama içermektedir. Bodrum gezimizde sanıyorum ki bir tek tekne gezisinden memnun kalmadık. Şöyle ki Bodrum merkezde Halikarnas'ın karşısındaki iskeleden Yaralı Ceylan isimli teknemize bindik. Diğer çoğu yerdeki teknelerin aksine sabah saatlerinde değil saat 12:00-19:00 arası tekne gezisi yapıyorlar. Tekneye zamanında yetişiyor ve üst kat açık alanda yerimize yerleşiyoruz. Bu arada tekne gezisi kişi başı 55 TL, bu fiyata yemek ve çay dahil ancak diğer tüm içki ve içecekler ekstra.
Öncelikle bu tekneyi arkadaşım Pınar'ın tavsiyesi ile bulduk ve sanıyorum ki Bodrum'da Orak Adasına giden 2-3 tekneden biriymiş. Aslında sonradan Pınar ile konuştuğumuzda onların gezilerinde bizimki gibi bir olay yaşamadıklarını söylüyor. Bizim olayımızda şanssızlığımızın ve sezon sonu olmasının bir etkisi olabilir ama yine de benim gözlemim şöyle: Kaptan ve çalışanlar senelerdir bu işi yaptıklarından artık o kadar rahatlar ki, nasıl olsa müşteri geliyor bakış açısıyla davranıyorlar, bu nedenle de müşteri memnuniyeti, her zaman kaliteli ve güzel hizmet sunma diye bir şey kalmamış. Benden tavsiye Yaralı Ceylan'ı tercih etmeyin.
Biz tekne gününden önce tekneyi görmek ve konuşmak için uğramıştık. Kaptanla sohbet ettik, herşey güzel hoş anlaştık ama her şeyin göz boyaması olduğunu tekneye bindiğimizde anladık. Tekne turlarında verilen yemekler vasattır, kaptan öve öve bitiremedi yemeğini, ikramını, çayını kahvesini ama bunların hiçbiri bizim gezimizde yapılmadı. Yemek normaldi diğer teknelerdeki gibi, çay kahve yanında kurabiye var dediler tabağın içindeki kırıntıları görebildik anca. Kısacası söylenenlere kanmayın, tamamen aldatmaca.
Bir tekne düşünün, içinde çoluklu çocuklu aileler var, yaşlı amca teyzeler var, 20-30 yaş arası gençler var, çiftler var. Bir de teknede bu saydığım grubu rahatsız eden 2 ayrı grup daha var. Bu grupları şöyle tanımlayabilirim. Birinci grup Almanya'dan İstanbul'a tatile gelmiş, 30-35 yaş arası, medeniyetten nasibini alamamış bir erkek grubu. Bu grupta mayo ve deniz şortunu sanıyorum ki hayatlarında görmemiş olacaklar ki teknede (çoluk çocuğun arasında!) penye boxer'ını kalçasına kadar çekip güneşlenen mi ararsın yoksa yırtık kotunun üstünden yine(!) penye calvin klein boxerı gözüken ve beyaz çorabıyla teknede gezinenler mi ararsın, ya da yine penye şortu ile içinde boxerı varken denize girip onunla yeniden güneşte güneşlenen mi ararsın hepsi var. Anladığım kadarıyla bu grup penyeyi oldukça seven bir grup. Diğer grubumuz ise Bodrum'da bir mekanda çalışan kızlar ve onların sevgilisi olduğunu anladığımız yine mekanların bodyguardları. Bu insan grubu önceden teknenin üst kısmındaki yerleri kendileri için ayırtmış, yerleri de ayırtılmış olduğu için diğer insanları bekletmek pahasına tekneye normal kalkış saatinden daha geç gelerek onca insanı saygısızca bekleten ve geç geldikleri için onların yerine oturan insanları yerlerinden eden bir grup. Ve ayrıca gerek kıyafetleri gerekse hareketleri ile çevresindekileri tiksindiren bir grup. tekne turuna mı çıktık açıkhava striptiz şovuna mı geldik bilemedik. İşte bu 2 grup yüzünden tekne resmen ikiye bölündü. Üst tarafta bu bahsettiğim 2 grup, alt tarafta normal aileler. Tekne görevlilerine şikayet ediyorsunuz, rahatsızlığınızı belirtiyorsunuz, ama nedense başta kaptan olmak üzere çok sevilen(!) Yaralı Ceylan teknesi çalışanları kılını kıpırdatmıyor, onlar da müşteri diyip sizi görmezden geliyor.
Çok fazla detaya girmek istemiyorum ama bu tip iş yapanların müşterilerini de ona göre seçmeleri gerekiyor. Aileye uygun gezi yapacaksan bu tip insanları o tekneye almayacaksın. En son dönüş yolunda teknedeki teyze kaptana bağırıp "aşk gemisine gelmişiz meğerse, bu ne rezillik kepazelik, popodan başka birşey görmüyoruz" lafıyla yazımı sonlandırıyor ve tekne turunun tek güzel tarafı olan Orak Adası fotolarıyla sizi baş başa bırakıyorum. Orak Adası hakkında bir şey yazmama gerek yok aşağıdaki fotolar gayet güzel anlatıyor bence :)